
Honaz Dağı(Güney sırtları-Tavas&Acıpayam mevkiinden)
Honaz Dağı (CADMOS) 2571 mt.lik zirvesiyle Batı Anadolu'nun en yüksek dağıdır.Eteklerinden doğan Çürüksu Nehri 101km. (LYCUS) etrafından Honazdan,Çökelezden topladığı derelerle Büyük Menderes'e (MEANDER,Meandros,Maiandros) ulaşıncaya kadar Çürüksu havzasına ve vadiye hayat verir.Bunlar arasında Emirçay,Kaklıkçayı,Sarıçay,Karaçay, Gökpınar Çayı,Gümüşçay,Başlıçay vardır.
foto by @ wolfSKenan
(Çürüksu Ovasından Honaz Dağı,kuzey-kuzeybatısından)
Helenistik dönemde Zeus kenti de denen Diospolis ve Rhoas kutsal yerleşim yerlerinin olduğu bu bölgeye M.Ö.261 yılında Laodikya antik kenti kurulmuş ama M.S.494 yılında çok büyük bir depremle yerle bir olmuş.Akabinde yine çok büyük depremler devam etmiş,kent yeniden defalarca onarılsa da kullanılamaz bu son halini almış ve şehir Kaleiçi dediğimiz alana şimdiki Ladik'e taşınmıştır.
1200'lü yıllardan sonrada şehir Türk şehri olmuştur.Lycos Gölü sınırları Honaz Dağı eteklerindeki Çürüksu ovasından başlayıp Pamukkale travartenlerine yakın köyün girişi ile Goncalı-Korucuk kenarı hatla Laodikya'ya yakın ve Tripolis (Yenicekent) arası olduğu yerşekilleri ve toprağın bitkilerin durumu itibariyle bu arada aşikar olduğu düşünülmektedir.
Çürüksu Havzasının Honaz Dağı tarafı başucunda Colossae Frigyanın 6 büyük kentinden biridir. Hz.İsa'nın sözlerini yayan ilk elçi Pavlusun 14 mektubundan birini Efese birini bu kente Colossae'ye göndermişir.Kutsal 7 kiliseden biri olan ST.Micheal Kilisesi de bu kenttedir.MS 60/61 de çok büyük bir depremle yıkılmış yaşanmaz hale gelmiştir.MÖ 3.yüzyıldan itibaren kurulan Laodikya ve Hierapolisten sonra önemini yitirdi.Daha güvenli olan MS Honazda 7.yüzyıl başında kurulan Chonae kenti 787de büyük depremle yıkıldı,kullanılmayacak halde terkedildi.Burada bir de hala bir kısmı ayakta Osmanlı kalesi mevcuttur.Göl ile ilgili bir duyumda Honaz Dağı'nda gemilerin bağlandığı babalar varmış deniyordu ama ben görmedim.Ayrıca eski bir volkan olan Honaz da atılan bir balya samanın Salda Gölün'nden çıktığı rivayet edilir.
Bu arazilerde 40 senedir geziyorum ve bitki örtüsü bakımından göl içi ve kenarına uygun hala bitkiler mevcuttur.Kuşlarında bu alanı göç yolu ve çok fazla kullanması buna işaret etmektedir.
Eskiden büyüklerim Pamukkale tarafına doğru küçük küçük bataklık ve ufak göllerin olduğunu söylerdi,ben de son küçük su birikintilerine gölcüklere şahidim.
1940 yıllarda ülkede etkin bir sıtma mücadelesi adına bataklıklar DSİce kurutulmaya başlanmıştı.O dönemdeki okuduğum bazı tarihi anlatan anılarda ise B.Menderesi aşarken salla ve sonrası için develerle katırlarla eski tarihlere dayanan nakliyatçılık yapıldığı betimleniyordu.Yıllar alüvyonlar taşındıkça Menderes dibi doldu derinlik azaldı diye düşünüyorum.
1980 lerde kış basınca kuzey ve doğu taraftan Anadolu'ya gelen kaz,ördek buraya çok fazla miktarda gelirdi,yaban kazı bolca günlük gelir ve bu bataklıklarda soğuğu geçirirler,beslenirlerdi.Kendim defalarca sakarcalar ve bozkazlar yanında nadir olan sibirya kazlarını görmüşümdür,bu renkli kazın devasa kazların,kuğu ve ördeğin nerelerde takıldığını hatta arka bahçedeki tarlalara su basınca bahçelere konduklarını dedem ve dayımca anılarını dinlerdim .O zaman da ne küçük sakarca nadirdi ne de tarla kazı gibi türler.1990 larda Korucuk Köyünün üstünden sürekli geçiş yapan bu kaz sürüleri sayı bakımından bir alayda 200-1000 arasında olduğunu söylesem hatta bazen tek seferde 10 civarı toplu kaz alaylarının birleşip dakikalarca geçit yaptığını görürdük,hele ördek sürülerindeki toplamının 5000 civarı günlük geçişler yaptığını ve bu alanın ne kadar çok kuş yoğunluğunu gördüğünü anlatsam gece kaz sesleri çok yakınımızda tarlalarda sesleri gelirdi,şimdi bu kuşlar neden yok.Zift gibi akan suya kim gelsin ki.
Neyse tarihe dönecek olursak Laodikya kentinde dokunan kumaşlar Çürüksu Lycos Gölü'nden yolculuğa başlayıp sonra bağlandığı B.Menderes Nehri'ni (548km.) salla aşarak Ege Denizi kenarındaki liman kenti Milet antik kentine kadar gitmekteymiş,oradan da Roma ve Avrupa'ya tabiki...Ancak liman olan Milet antik kenti Menderesin taşıdığı alüvyonlarla 10 km içeride bir kent durumuna düşmüş,aynı Efes antik kenti de Küçük Menderes(KYSTROS) tarafından alüvyonlarla denizden uzakta kalmış,liman yokolmuştur.
Laodikya 'da bulunan bir yazıtta Hierapolislilerin balık avlamalarına izin verilmesine dair yazı anlaşma bulunuca buradaki Lycos Gölü'nün ne kadar büyük olduğunu anlatmaya yeter...Bu tarihçe milyonlarca yıldır bu alanın doğasıyla çok önemli olduğuna işaret etmektedir.Bu alanlar buraya aşık arkeolojik çalışma yapan hocalar ve görevlilerce hızla gün yüzüne çıkarılmaya devam etmektedir.
Hayat temiz güzel hava ve suyla başlar ve Laodikyalıların bu güzel nehrine Çürüksuyumuza (Lycus) ne hale getirdiklerini görmek bizleri o kadar fazla üzüyor ki.
Tarih kitaplarında bulabildiğim Denizli ile ilgili yörede yerleşilen birçok antik kent adı geçer,bunlar şöyledir;
Antikler Şehri DENİZLİ
HIERAPOLIS -Pamukkale
COLOSSAE -Honaz İlçesi
ELEINOKAPRIA -Honaz Pınarkent
CHONEA -Honaz İlçesi
LAODIKEIA -Denizli,Eskihisar
KILARAZA -Denizli Hacıeyüplü köyü
TRAPEZOPOLIS -Babadağ Bekirler köyü
TRIPOLIS-APOLLONIA-Buldan Yenicekent Kasabası
APOLLONOS HIERON-Buldan
TRALLA -Buldan Derbent Köyü
AETOS -Buldan Derbent Köyü
ATTOUDA -Sarayköy Hisarköy
HYDRELA-HIDRELA -Sarayköy-Tekkeköy
KAROURA -Sarayköy Tekkeköy
MEN KAROU TEMPLE-Sarayköy Gerali Köyü
ANAVA -Çardak İlçesi
KHARAX - Çardak merkez
EUMENIA -Çivril-Işıklı Kasabası
FULVIA -Çivril-Işıklı Kasabası
PELTAI -Çivril-Karayahşiler Köyü
TIPRIZA-TRIBRITZI -Çivril İlçesi
HOMADENA-KHOMA -Çivril ,Gümüşsu civarı
SOUBLAİON-SUBLAEUM-SIBLIA-Çivril ,Gümüşsu Kasabası
ERIZA -Acıpayam Yeşildere(Dereköy)
AGATHE KOME -Acıpayam Alacain
THEMISSONION -Acıpayam Karahöyük
DIOKAISAREIA -Acıpayam Yeşilyuva
PHILICATIUM -Acıpayam Yazır köyü
HERAKLEİA SALBAKES-Tavas Vakıf Köyü
KIDRAMA -Tavas Yorga Köyü
SALEIA -Tavas İlçesi
BARZA -Tavas Yorga Köyü-Derinkuyu
SEBASTOPOLIS -Tavas Kızılca Köyü
MOKOLDA -Tavas Gümüşdere Moğlasın
PLASARA -Bingeç Köyü-Karacasu Tavas arası
HERACLEIA HIERON -Kızılcabölük Kasabası
DIDIMEN -Kızılcabölük Kasabası
APOLLONİA SALBACE -Tavas Medet Köyü
CARYSTUS-KARISTOS -Serinhisar İlçesi (Kızılhisar )
SALA-SALENON -Güney ilçesi kuzeyi-Aşağıçeşme höyüğü
MOTALEIA - Çal, Dağmarmara köyü
DIONYSOPİS - Çal, Ortaköy
APOLLON LERMONOS - Çal, Bahadınlar köyü
SALOUDEIA - Çal, Kabalar Köyü
KAGYETTEIA - Çal, Develiler Köyü
LOUNDA - Çal, Mahmutgazi köyü Yukarı Seyit köyü-İsabeyli
MOSSYNA - Çal, Gözler Sazak köyü arasında
ATYOKHORION - Çal, Akkent kasabası
THIOUNTA - Çal, Gözler Kasabası
PEPOUZA -Bekilli-Karahallı(Uşak) arası
DIONYSOUPOLIS-DIONYSOS-Bekilli
MOTELLO-METELLOUPOLIS-Pulcherianopolis-Bekilli-Medelle (Yeşiloba)
Bu kadar tarihi bol olan kentte Türkler yüzyıllardır sahanın tek hakimidir.Buraların Türkleşmesinde onlarca uç beyi ve askerleri,erenler babalar,ahiler yer almış,bir çoğunun türbesi mevcuttur.
Tamgalar Belgeseli çekilmiştir Denizlimizde.
Benimde arkadaş olduğum TRTnin değerli tarih belgesel üstatlarından
Servet Somuncuoğlu abimiz çekmiştir.Linkte belirterek onu da buraya ekliyorum.
Tamgalar 1.bölüm
https://www.youtube.com/watch?v=U2p5ihujmL8
Tamgalar 2.bölüm
https://www.youtube.com/watch?v=d8VCLvYcpZA
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1715321
Milyonlarca yıl bozulmayan akarsuları 50 senede endüstrileşmek adına mahvettiler,bu bizlerin ne dinen ne de insani olarak açıklanamaz bir durumudur,bu yazım ile bu acıyı kabullenmediğimizi isyanımızla göstermektir.Kıpkırmızı zehir akan bu nehrimizi kurtarmanın zamanı gelmemiş midir hala acaba,soruyorum. Denizlili olarak artık zehirli su içmeden yaşamak istiyoruz, balıklarımız,kuşlarımız geri gelsin, hayvanlarımız,insanımız tekrar temiz suyuna kavuşsun ve yediğimiz içtiğimiz herşey temiz suyla hazırlansın, kuşlarda balıklar da yeniden geri dönsün inşallah,kalın sağlıcakla.
Trakor Çürüksu
TRAKOR Çürüksu Kuş Gözlem Topluluğu adına saygımla,
DENİZLİ
© Copyright
Tüm hakları TRAKOR Çürüksu Kuşgözlem Topluluğuna aittir...