Translate

9 Temmuz 2019 Salı

DENİZLİ & ÇÜRÜKSU (LYCUS)

Çürüksu (Lycus) Nehrimiz & Lycus Havzası

Denizli ilimiz Anadolu göç yollarında bulunan Göller Bölgesine kısmen kuzeybatıdan topraklarıyla giren,bol dağ,akarsu ve göllerle sazlık alanlarla kaplı çok güzel bir şehrimizdir.


Nüfusu 1 milyonu geçmiş şehir merkezinde 700 bine yakın insanımız yaşamaktadır,Eskiden büyük oranda çiftçilik ve hayvancılık ön plandayken sanayisi gelişmiş,hatta pamuk üretimi sayesinde tekstil fabrikaları kurularak büyük bir sanayi atılımı yapılmış,ülkenin en güçlü ticari gücü olan zengin 15 ilinden biridir.Dokuması binlerce yıllık tarihe dayanır.Pamukkalesiyle,Ege'nin en büyük zirvesi 2571m. ile Honaz Dağı(Cadmos),uzun ötüşlü ünlü Denizli horozu,25 antik kentiyle,Anadolu Parsı ve kızıl geyikleriyle,muhteşem yaban hayatıyla,dağları ve gölleriyle tarihiyle ülkemizin en değerli merkezlerinden biridir.




Sanayisi gelişmeye devam ederken bu oranda doğa katledilmiş bir yerleşim alanıdır ve hala da aynı hızla ilimiz her yönden çevrilen nehirlerimizde büyük kirli atıklarla can çekişmektedir.Şu an Büyük Menderes Nehri,büyük kolu Çürüksu ve dereleri kanser gibi ölümünü beklemektedir.Buna Dalaman Çayı ve Kufi Çayı' nı da ekledik son senelerde bazı vurdumduymazların sayesinde.





Devletimiz insanının doyması için adaleti,kişisel hakları korumak zorunda,yeni tarım arazileri açmak için sazlık ve sulak alanlarının kurutulması ne kadar yanlış ise verimsiz arazilerin bir kısmını sulamayla hayata geçirmek yerine sulak sahaları kurutup tarıma açmaya devam ediyor.Sonra da bu arazileri sulamak için kuruttuğu her su havzasının az üstüne önüne bir su seddi,gölet,baraj yaparak yeni ekosistemler yaratmaktadır.Ancak bu onbinlerce yılda oluşmuş sulak sahaların kurutulmasıyla çevre felaketi yaşanmaya başlamaktadır.Seller,erezyon,yeraltı kaymaları,depremler,iklim değişiklikleri çevreye müdahaleyle bize tekrar felaketle geri dönmektedir.


Bu dönüşümler sırasında sular altında tabi ki onbinlerce yıllık insan ve çevre oluşumunun tarihi izlerinin kalıntılardan tutunda pek çok canlı bitki hayvan türünün kendisi evi yuvası da sular altında yitip gitmektedir.Ayrıca hesle etkilenen bu gelen suyun kesilmesiyle dereler çaylar içindeki ekosistemler kuruyup yokolmaktadır,bu döngü doğaya büyük zarar vermektedir.


Kirlenen su havzaları yüzünden yaşayan mikroorganizmalar yokolmakta,balıktan tutunda kuşlar böcekler alandan geri dönmemecesine silinmektedir.
Bizim alanımız kuşlar ve 51 yıldır Çürüksu Havzasında yaşıyoruz ara ara birbirimizi ayrılıklar ile özlesekte doğduğumuz topraklar bizi bırakmayıp bizi beslemeye devam ediyor,koruyor ve kolluyor.



Bizler ailelerimizle burada en mutlu şekilde yaşamakta iken Çürüksumuza minnet etmek için  çalışıyoruz,onun temiz akmasını isteyip eski halini yadedip yetkililere sesleniyoruz.Onlardan merhamet ve geleceğimizin eski hayalimizden daha güzel olmasını istiyoruz ancak yıllardır Çürüksu Nehrimiz organize sanayi atıklarıyla bitmiş durumda,Büyük Menderes Uşak ile Denizli ve Suçıkan Dinar Çayı da  Dinar atıklarıyla perişan durumda,şimdi de Acıpayan Dalaman Çayı bundan nasibini aldı.Sanayileşirken tertemiz su kaynaklarımızı yokediyoruz geri dönülmez bir yoldayız.


Tek büyük sıkıntı sürekli kirlenen suyu değil tabi nehrin ekosisteminin bozulması.Eğer yaradanın yarattığı gibi bol söğüt ağaçlı bol sazlıklı bir nehir olsa Çürüksumuz kolay kolay çevresini erozyona maruz bırakmazdı ama dibine kadar açılan tarlalar bu kez sular altında kalıyor diye dsinin çalışmalarıyla set nehire döndürüldü.


Çürüksu insanlara olduğu gibi kuşlara da can veriyor dedik,besleyip sazlıklarında onları koruyor ancak sazlıklar sürekli yakılıyor bazı alanlarda dsi temizleme yapıyor,nehir geniş parçalı aynalı tabir dediğimiz küçük bir sulak saha şeklinde iken dar bir kanal gibi iki tarafı setlenerek sazlıkları yok edilip binlerce söğüt ağacı kesilerek bir kanal şeklinde daha derin akan bir su halini aldı böyle olunca su kuşlarının kenarında veya dibinde arayabileceği ortam maalesef yok edildi,üstüne her dakika renk değiştiren kirlilikte zehir akmasıyla kuşlar ayağını çekti,göç yollarını da değiştirdiler.



Peki başarılı mı olundu,tabi ki hayır daha dar suyun taşıma alanı küçüldükçe sert su geldiğinde bilhassa kıvrımlı set bölümleri nehir parçalayıp önünü açarak tarlalara yine giriyor ve olan o binlerce üveykin yazı geçirdiği havza zift gibi akan nehir içinde yanına kokudan yaklaşılmayarak çiftçiliği doğayı ancak yok etmeye yaradı.Ancak Çürüksu yine de direniyor bozulan yerlerine merhem olup tekrar tekrar yaralarını sarıyor.



İnşallah seçilen belediye başkanlarımız gelen valilerimiz kaymakamlarımız ilimizin kanayan bu yarasına merhem olurlar ,Çürüksumuza derman olurlar,tek duamız önceliğimiz temiz su ve özlenen o güzel eski yaşamımızdır.
Lütfen sayın yetkililer bize ÇÜRÜKSUMUZU masmavi akan çayımızı geri veriniz bu sizin kutsal görevinizdir...

©

TRAKOR Çürüksu Kuş Gözlem Topluluğu adına saygımla,
DENİZLİ

© Copyright
Tüm hakları TRAKOR Çürüksu Kuşgözlem Topluluğuna aittir...













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder